Sevsek mi sevmesek mi: X- Men Apocalypse
Salı, Mart 28, 2017
Yönetmenliğini Bryan
Singer’ın yaptığı, başrollerinde James Mcavoy, Michael Fassbender, Jennifer
Lawrence gibi önemli isimlerin yer aldığı X- Men serisinin 9. filmi olan X-
Men: Apocalypse vizyona girdiği günden bu yana kendisinden oldukça söz ettirdi.
Marvel, kendi alanında oldukça başarılı bir müessese. Yaptıkları her film
görsel anlamda çok iyi bir emeğin ürünü bana göre. Dc Comic belki de bu konuda
yeteri kadar özeni göstermiyor. Batman vs Superman filminin hayal kırıklığından
sonra bu film bana ilaç gibi geldi açıkçası.
Koyu bir Marvelcı olarak X- Men: Apocalypse
filmini büyük bir heyecanla izledim. Fragmanını izlerken içim içime sığmıyordu
zaten. Filmin en heyecanlı kesitlerini birleştirip şahane bir fragman ortaya
çıkarmışlardı. Filmimiz bizi M.Ö 3000’li yıllara götürüyor başlangıçta. İlk ve
en güçlü mutantın nasıl ortaya çıktığı, o dönemde yaşayan halkın tanrı krala
karşı itaat edişi de göze çarpıyor.
Filmin M.Ö 3000’li yıllara dönmesi, tarihsel
dokunun iyi yansıtıldığına dair iyi bir örnekti bence. Yerel halkın Ebu Sabah
Nur olarak bildiği ilk mutant Apocalypse binlerce yıl sonra ortaya çıkıyor.
Ortaya çıktığı andan sonra dünyada bir takım değişimler meydana geliyor. Bu
beklenmedik olay karşısında insanlar ve mutantlar arasındaki ilişki tekrar
sorgulanma noktasına geliyor.
Magneto olarak bilinen Erik Lehnsherr’in
kişisel hayatına dair izlenimleri görmek onu daha da yakından tanımak hoşuma
gitti. Magneto, karanlık geçmişini arkasından bırakıp karısını ve kızını
hayatının merkezine koyup normal bir hayat sürüyordu ta ki Apocalypse’in
uyanışına kadar. Onun uyanışı birçok
olayı da tetikledi. Açığa çıkmaması gereken gerçekler açığa çıktı ve insanların
merak duygusu körüklendi.
X- Men: Apocalypse filmi karakterlerin geçmişine dair izlerin
olduğu bir filmdi. Cyclops olarak bilinen Scott Summer’ın geçmişine tanık olmak
ve güçlü telekinezi yeteneğiyle okulun gözdesi Jean Grey ile tanışması bana çok
içten geldi. Game of Thrones’da Sansa Stark olarak bilinen Sophie Turner bu
filmde oyunculuk konusunda başarısını belli etmiş. Karakterinin güçlü ve masum
yanlarını iyi bir şekilde yansıtmayı başarmış.
Jennifer Lawrence’in bu filme hiçbir
katkısının olmadığını düşünüyorum. İsteksiz oynadığı bariz belliydi. Zaten
Mystique makyajı yapılırken çok sıkılıyormuş. Giderse hiç üzülmem açıkçası.
Çünkü rolünün hakkını verememiş. Birkaç sahnesi dışında oradan oraya koşuyor
zaten. O sahneleri de o kadar şaşırtıcı derece iyi sahneler değildi zaten.
Negatif enerjisini oyunculuğuna da yansımış.
Apocalypse’nin kendini iyi ifade edemediğini düşünüyorum.
Var olan hegemonik sistem eleştirisi yapıyor ama kendisi de sistemin devamını
istiyor aslında. Sahte tanrılar olarak gördüğü devletleri ortadan kaldırmak
için harekete geçiyor. Kötü adamın o karanlık tarafı Apocalypse’e göre uygun yapılmamış. İyi mi kötü mü olduğuna
karar veremiyorsunuz izlerken. Adamın yüzündeki makyaj bile korkutucu gelmiyor
insana. Sistemi yıkmak istiyor ama kendisi sil baştan daha güçlü bir mutant
sistemi kurmak istiyor. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak dedikleri bu olsa
gerek.
Apocalypse’nin yardımcıları olarak filmde yer
alan Mahşerin dört atlısı tamamen fiyaskoydu. Storm, Psylocke, Angel ve Mangeto
filmde baskın bir performans sergilemediler. Filmin başında gösterilen o dört
mutant tekrar dirilseydi o zaman güzel olabilirdi belki. Çünkü o mutantlar çok
güçlüydü. Magneto dışında diğer üçünün bariz bir gücü yok. Zaten filmde fazla
gösterilmediler. Psylocke umut vaat ediyordu aslında ama kendini gösteremedi
film arenasında.
Bana göre filmin iki güzel sahnesi vardı. İlki
Quicksilver’in Sweet Dreams şarkısı eşliğinde kurtarma operasyonuydu. Filmi
izleyenlerin çoğu bu sahneye hayran kalmış zaten. Bu sahneyi büyük özenle
çektikleri çok belliydi. Efektleri yerli yerinde kullanmışlar aşırıya
kaçmamışlar. İkinci sahne ise Jean ile Wolverine’in olduğu sahneydi. Wolverine
olmasa o aksiyon sahnesi o kadar sağlam olur muydu merak ediyorum. Adam
karizmasıyla, keskin pençeleriyle yine ortalığı yıktı geçti.
Oyuncular iyi olmasına iyi ama senaryo
konusunda filmin zayıf olduğunu düşünüyorum. Görselliğe öncelik verdikleri için
mi böyle oldu bilmiyorum ama senaryonun daha güçlü olmasını beklerdim. Daha iyi
bir film olabilecekken potansiyelini iyi değerlendirmediğini düşünüyorum
filmin. Sonlara doğru sürenin uzamasıyla
senaryodaki boşluklar iyice kendini belli ediyor zaten. X- Men serisindeki en
iyi film değil ama daha iyi olabilirdi. Yine de fırsatınız varsa sinemada
izleyin derim. Görsel efektler sayesinde gözleriniz şenlensin azıcık.
Şimdiden keyifli seyirler
Filmin fragmanı
0 yorum