Doctor Strange filmini izlemek için 10 sebep

Perşembe, Mayıs 25, 2017


  Marvel Sinematik Evreni’nin (MCU) en çok beklenen filmi Doctor Strange, sonunda Türkiye’deki izleyicisiyle buluşuyor. Scott Derrickson’un yönetmenliğini yaptığı filmin başrollerinde Benedict Cumberbatch ve Tilda Swinton gibi önemli oyuncular yer alıyor. İddialı oyuncu kadrosu filme merak duygusu katan güzel bir detaydı. Güçlü sihirli güçleri ve becerileri olan bu eşsiz Doctor Strange’in tanıtımıyla birlikte Marvel Sinema Evreni yeni, heyecan verici hikâyelerle birlikte heyecan verici, şaşırtıcı ve daha önce eşi benzeri görülmemiş bir aksiyona ev sahipliği yapıyor.

  Filmin konusu ise genel olarak şöyle; Nörocerrah olarak başarılı bir hekim hayatı süren Stephen Strange’in hayatı talihsiz bir kaza sonrası tamamen değişiyor. Oldukça kibirli ve ukala bir doktor olan Strange, zamanla bu karakteristik özelliklerini törpülemeyi başarıyor. Kaza sonrasında tıp bilimi onun tedavisine cevap vermeyince tedavisini başka yerde aramaya çıkıyor. Nepal'de Kamar-taj adı verilen oldukça mistik bir okulun kapısında buluyor kendini.  

  Basın gösterimini izledikten sonra sizlere Doctor Strange filmini izlemek için 10 sebep hazırladım. İşte o sebepler

  1. Her şeyden önce filmin atmosferi oldukça güçlü. İçerisinde hem macera, hem komedi, hem de fantastik ögeler yer alıyor. Her şeyi dozunda sunmuş bizlere yönetmen. Ne çok aşırıya kaçıyor ne de çok cimri davranıyor efekt anlamında. Zengin efekt çeşitliliği Marvel’in olmazsa olmazları arasında zaten. Hal böyle olunca ortaya çok kaliteli bir film çıkıyor. Bu bağlamda yönetmenin başarılı bir taktik izlediğini düşünüyorum
  2. Oyunculuklar şahane. Özellikle Tilda Swinton’un oyunculuğuna bayıldım. The Acident one (Kadim Kişi) olarak filmde yer alması bile filmi güzel yapıyor. Çünkü kendisi hangi filmde oynarsa oynasın mutlaka kendi farkını ortaya çıkarıyor. Benedict Cumberbatch ise başlangıçta Sherlockvari bir karakterlerle karşımıza çıkıyor. Oyunculuğunda Sherlock havası sezdim zaman zaman. Sanırım Sherlock karakterinden tam olarak sıyrılamamış. Bide bu rolü ondan başka güzel oynayan biri çıkmazdı diye düşünüyorum. Mizahi yönüyle izleyiciyi avucunun içine almasını çok iyi başarıyor. Benedict Cumberbatch yine şahane bir işe imza atmış anlayacağınız. Bu muhteşem ikilinin dışında Chiwetel Ejiofor (Mordo), Mads Mikkelsen (Kaecilius) ve Rachel McAdams’da ( Christine) oldukça başarılı performans sergilediler.
  3. Filmin ilk yarısı Strange’in kendini aramasıyla ilgiliydi daha çok. Tilda Swinton, kadim kişi olarak ustaların ustası rolüne kolayca uyum sağlamış. Zaten filmin başlangıcında karizmatik bir şekilde düello alanına gelmesi, eliyle zamanı bükmesi oldukça etkileyiciydi. Diğer yarısı ise Strange’in kötülüğe karşı mücadelesini ele alıyordu. Kaecilius, dünyayı karanlıklar lordu Dormammu’ya sunmak için Kadim kişi ile mücadele ediyor. Bu mücadeleye Doctor Strange de dahil oluyor. Doctor Strange kendi benliğini bulduktan sonra iyilik ve kötülük arasındaki savaşın ortasında buluyor kendini. İyiliğin ve kötülüğün ifade edilişi anlamında oldukça başarılı bir konumda olduğunu düşünüyorum filmin.
  4. Çoklu evrenler, büyüler, astral seyahatler, telekinezi, ışınlanma filmin çerçevesinin ne kadar geniş bir alanda olduğunun göstergesi. Özellikle çoklu evrenlerin görselliği oldukça doyurucu geldi bana. Büyü okulundaki mizah unsurları da yerli yerinde kullanılmıştı. Filmi izlerken bazı yerlerinde sık sık güldüm. Bunda Benedict’in etkisi oldukça fazla. Çünkü kendisi mizahı iyi şekilde kullanıyor. Filmin görsel efekt anlamında oldukça başarılı olduğunu düşünüyorum. Özellikle İnception ve Matrix filmlerindeki gibi fiziki yapılardaki değişimleri bu filmde de görmek beni tatmin etti. Koskoca binaların fiziki unsurlarındaki özü bozularak bambaşka bir şeye dönüşebiliyor. Açıkçası bu kadar başarılı bir efekt çalışması beklemiyordum. Tilda Swinton’un sahnelerinde de oldukça güçlü efektler kullanılmıştı.
  5. Filmin felsefik altyapısı da oldukça doluydu. Kadim kişinin Stephen Strange’e eğitim sırasında söylediği felsefik cümleler filmin düşünsel anlamda da ortaya bir şey koyduğunun işareti.
  6. Astral seyahatler hiç olmadığı kadar eğlenceli. Özellikle Strange’in doktor arkadaşı Christine olan sahneleri mizahi anlamda oldukça iyiydi. Aralarındaki ilişki dostluk mu yoksa aşk mı onu tam olarak bilemiyoruz ancak birbirleriyle kurdukları bağ oldukça güçlü.
  7. Dövüş sahneleri de bir o kadar heyecanlı geçiyor. İyinin ve kötünün savaşında karakterler ustalığını konuşturmuşlar. Mad Mikkelsen, canlandırdığı kötü karakteri özümsediği için dövüş sahnelerinde oldukça başarılı bir performans sergiliyor. Benedict ile olan sahnelerindeki başarısı bariz belliydi. Soğukkanlı duruşu onu sağlam bir kötü karakter yapmaya yetmiş.
  8. Yan karakterlerin filme olan katkısı da dozundaydı. Özellikle Strange ve Wong arasındaki mizahi diyaloglar filme renk katan unsurlar arasında. Mordo’nun yardımseverliği, Christine’in Strange’e en zor zamanında yardım etmesi filmdeki boşlukları dolduran güzel detaylar arasındaydı.
  9. Filmin mekânsal anlamda da oldukça başarılı bir iş çıkardığını düşünüyorum. Hong Kong, İngiltere ve Amerika’nın atmosferi oldukça net ve abartısız bir şekilde yansıtılmış. Ha diyeceksiniz ki filmin hiç mi kötü tarafı yok? Var. Filmin senaryosu çok yavandı. Evet, ortada bir olay var ancak senaryo, olayların yanında çok sönük kalıyor. Acaba biraz sonra ne olacak sorunu sordurtmuyor yönetmen izleyiciye. Bu sinemada önemli bir şey. Senaryodaki heyecan eksikliği görsel efektlerle tamamlanmaya çalışılmış. Başarılı olmuş mu? Evet ama senaryo daha iyi olabilirdi. Doctor Strange sanki hızlandırılmış eğitime girmiş gibiydi. Birdenbire pelerinli süper kahraman oldu. Demek istediğim şey kahraman olma süreci çok çabuk oldu. Halbuki daha yavaş olabilirdi bu süreç.
  10.  Son sahnelerde filmin fantastik çıtası gittikçe yükseliyor. Zamanı büküp ona şekil verebilen Strange, bu durumu kendi lehine kullanmayı başarıyor. Aynı sahnenin birden fazla tekrarlanması zekice bir hamleydi. Bu durum aynı zamanda mizahi yöne de kayınca film daha bir keyifle izleniyor
Peki film neden bu kadar başarılı?

     Çünkü izleyicisine yeni bir şeyler sunuyor yönetmen. Senaryonun zayıf olmasına takılmayıp hikayeyi efektlerle parlatmaya çalışıyor. Felsefik unsurları, inception tarzında efektlerle birleştirince ortaya çok güzel bir film çıkıyor. İzleyicinin hayal dünyası, bu filmi izlerken daha da büyüyor. Filmi IMAX’te izlemek bambaşka bir keyif verebilir izleyenlere. Doctor Strange filmini mutlaka sinemada izleyin. Genel olarak izleyicileri tatmin edebilecek bir film bu. O yüzden sinemada izlemek kaçınılmaz oluyor.

Bu arada film bittikten sonra salondan çıkmayın, bir tane ek sahne var.

Şimdiden iyi seyirler!

Filmin Fragmanı

You Might Also Like

0 yorum

Subscribe