Tokat etkisi yaratan oyun: Antabus
Çarşamba, Mart 29, 2017
Seray Şahiner'in, Antabus adlı eseri tiyatroya öyle
güzel aktarılmış ki izleyenler, oyunu izledikten sonra bir süre kendine
gelemiyor. 25 Nisan 2016'da düzenlenen 20. Yapı Kredi Afife Jale Tiyatro
Ödülleri'nde En iyi Kadın Oyuncu ödülünü bu oyunda gösterdiği büyük bir başarı
sayesinde aldı Nihal Yalçın. Tek kişilik bir performans sergileyen Nihal
Yalçın, bir saate yakın süre içerisinde izleyenleri bambaşka bir ruh haline
taşıyor.
Her şeyden önce oyunun metni çok başarılıydı. Seray
Şahiner, bu eserinde kadının toplumda gördüğü aile ve toplum şiddetini akıcı
bir üslupla ele almış. Leyla Taşçı olarak seyirci karşısına çıkan Nihal Yalçın,
oyunculuk konusunda çok başarılıydı. Karakteri çok özümseyip, kendine göre
yorumlayan Yalçın, seyirciyi avcunun içine alıp onların oyundan kopmamalarını
sağladı.
Tatbikat sahnesinde, günlük hayatta sıkça
rastladığımız bir hikâyeyi anlatıyor bize Nihal Yalçın. Bu duruma sıkça
rastlamak bile başlı başına sorun iken, sahnede seyretmek daha acı verici
oluyor. Bütün bunlara tanık olmak ve bu olayların sürekli kendini tekrar etmesi
tarifsiz bir hüzün yaratıyor bende.
Antabus oyunu tanıdık olmasının yanı sıra çok
etkileyici bir özelliğe sahip. Ben oyunu gözümü kırpmadan izledim. Zaten oyunda
sürekli olarak bir dikkatli olma hali var. Oyunun sergilendiği alan birden
fazla sahneden oluşuyor. Her bir sahnede farklı Leyla Taşçı ortaya çıkıyor.
Bazen mutluluktan havalara uçuyor, bazen âşık oluyor, bazen ağlayarak yolda
koşuyor, bazen türkü söylüyor. Sahneyi dolu dolu kullanmayı başaran nadir
oyunculardan birisi bence Nihal Yalçın.
Leyla Taşçı’nın hikâyesi izleyenlerin içine işliyor
ve orada kalıyor. Hafızalara kazınan bir karakterdi. Üstelik yanık sesiyle çok
güzel şarkı söylüyor. Talihsiz bir hayatı olan ve bu talihsiz hayatı yaşamakla
yükümlü olan Leyla Taşçı’nın başına gelmeyen kalmıyor. Benim en çok
etkilendiğim sahne Leyla Taşçı’nın koşarak yolda ağlamasıydı. O sahneden sonra
duygusal boşluğa düşüyor insan.
Bu oyunda her sahneyi farklı açıdan görebilme şansı
oluyor seyircinin. Her sahnede farklı duygulara kapılıyorlar. Oyunun yönetmeni
İlhami Yazar’ın başarısını da es geçmemek gerekir. Oyun son derece başarılı
şekilde yönetilmiş. Her sahne birbirine o kadar güzel bağlanıyor ki sanki o
hikâyenin içindeyiz.
Kadına yönelik şiddet, aşağılanma, ikinci sınıf
muamelesi, Erkek egemen söylem, gibi köşe taşlarından oluşuyor oyun. Antabus
oyunu aslında bir kadının içinde daha fazla susturamadığı bir çığlığın
dışavurumu. Kadınların maruz kaldığı toplumsal baskıyı tokat etkisiyle sunuyor
bize Nihal Yalçın. Sahnede hem kendi hayatıyla yüzleşiyor hem de izleyenleri bu
yüzleşmeye tanık ediyor.
Antabus oyununda seyirciler bu gerçeklerle
yüzleşmekten kaçamıyor. Bu yüzden Leyla Taşçı kendi hikâyesini nefes dahi
almadan üstüne basa basa yaşadığı talihsiz olayları anlatıyor. Bu gerçeklerden
kaçamayan izleyici haliyle Leyla Taşçı’yı benimsiyor ve onun hikâyesini
sahipleniyor.
Leyla Taşçı ağladığında, güldüğünde sizde onunla
birlikte ağlayıp gülüyorsunuz izlerken. Leyla Taşçı izleyenlerin gözüne tek tek
bakıp ‘’Ben kocamdan şiddet görürken siz neredeydiniz?’’ diye hesap soruyor
oyun sırasında. Bu soru karşısında ortam iyice derin bir sessizliğe gömülüyor.
Antabus oyunu izleyenlerin akıllardan uzun süre
çıkmayacak nitelikteydi. Leyla Taşçı’nın hikâyesi, izleyenlenlerde tokat etkisi
yaratıyor. Bu oyun izlenmeyi kesinlikle hak ediyor. Nihal Yalçın’ın başarılı
performansı kesinlikle bu oyunu izlenebilir kılıyor.
Bu şahane oyunu ne yapıp edip mutlaka izleyin.
Şimdiden keyifli seyirler!
0 yorum