Planetarium: Mistisizm Soslu Kız Kardeşlik Serüveni
Pazartesi, Temmuz 24, 2017
,
Esrarengiz Kardeşlerin
Keşfedilişi
Geçtiğimiz şubat ayında
16. !f İstanbul kapsamında gösterimi yapılan Planetarium bu hafta ülkemizde
vizyona giriyor. Yönetmenliğini Rebecca Zlotowski’nin yaptığı filmin
başrollerinde Oscar ödüllü Natalie Portman, başarılı oyuncu Johny Depp’in kızı
Lily- Rose Depp ve Emmanuel Salinger gibi ünlü isimler yer alıyor.
Belle epine ve Grand
Central gibi filmlerle kariyer basamaklarını inşa eden Rebecca Zlotowski,
Planetarium ile üçüncü uzun metraj filmine imza atıyor. Filmin konusu ise
oldukça ilgi çekici. 1930’lu yıllarda Paris’e gelen Amerikalı iki kız kardeşin
ruhlarla iletişime geçtiklerini iddia ederek gösteriler yaparlar ve onların bu
yeteneği bir yapımcı tarafından keşfedilir. Onların hikâyeleri bu yapımcıyla
birlikte bambaşka bir yola doğru sürüklenir.
Laura Barlow (Natalie
Portman) ve Kate Barlow ( Lily- Rose Depp)ruhlarla iletişime geçtikleri
gösterilerin yıldız isimleridir. Bu esrarengiz kardeşler bir gün Fransız bir
yapımcı Korben’in (Emmanuel Salinger) dikkatini çeker. Yaptıkları gösteriden
oldukça etkilenen Korben, Barlow kardeşlerin yeteneğini Fransız sinemasını
iyileştirmek için kullanır.
Natalie Portman
oyunculuğuyla oldukça doyurucu bir performans sergiliyor. Laura karakterinin
her ayrıntısını içselleştiren başarılı oyuncu, bu filminde oldukça başarılıydı.
Lily- Rose Depp ile oyunculuğuyla umut vaat ediyor. Babası gibi başarılı bir
oyuncu olma konusunda oldukça hevesli.
Mistik Sahneler
İzleyeni Diken Üstünde Tutuyor
Korben (Emmanuel
Salinger), Barlow kardeşlerle yaptığı özel seans sonrasında bu eşi benzeri
görülmemiş yeteneklerinin tutkunu olur. Özel seansta bambaşka bir atmosferde
hisseder kendini Korben ve yaşadığı bu hissi kolay kolay unutamaz. Laura ve
Kate birbirilerine karşı zıt özellikler taşırlar. Laura daha dışa dönük bir
karakterdir. Kate ise daha içe kapanık olmayı tercih eder. Ruhlarla asıl
iletişime geçen kişi Kate’dir. Onun o transa geçmiş hali bile yeteneğini gözler
önüne serer.
İkinci Dünya
atmosferinde şekillenen bu hikâye birtakım gizli çekişmeleri de içinde
barındırır. Amarikan ve Fransız sineması rekabet içindedir. Amerikan
sinemasının teknik anlamda gelişmesi Fransız sineması için iyi bir gelişme
olarak görülmez. Sinemanın gücünü vurgulamak adına Korben yeni projelere imza
atmak için kolları sıvar. Barlow kardeşlerinin yeteneğini kayıt altına alıp
bunu beyaz perdeye taşımak ister. Ancak diğer ortakları bu işe onun kadar sıcak
bakmaz.
Filmin mistik yönü olan
öteki alemle iletişim kurma sahneleri, izleyeni diken üstünde tutmayı başaran
bir görev görüyor. Bilinmeyen bir alemde cirit atan bu kardeşlerin yeteneği,
bir mucize mi yoksa lanet mi? Gösteri izleyenler için cevaplanması zor
sorulardan birisi de bu. Zlotwoski, bilinen ile bilinmeyen arasındaki o ince
çizgiyi aşmaya çalışmış. Bunu yaparken cesur tavrını ortaya koymaktan çekinmemiş.
Planetarium,
hikâyesiyle izleyeni içine alan bir yapıya da sahip aynı zamanda. Filmin
senaryosundaki samimi ve mistik dokunuşlar karaktere uyum sağlamış.
Keşfedilmenin bir insan hayatını nasıl değiştirdiğini anlatıyor adeta yönetmen.
Barlow kardeşlerin özel seansları bir süre sonra onların geçimlerini sağlamaya
yetmez. Bu kardeşler daha büyük hedeflere ulaşmak için yapımcı Korben ile
çalışmayı kabul eder. Başlangıçta her şey güzeldir ama Kate’in kameralar
yüzünden yeteneğini ortaya çıkaramaz. Korben bu durumu değiştirebilmek için
alternatif bir yol izler. Laura’nın başrolde olduğu bir film yapmaya karar
verir. Laura bu durumda bütün yeteneğini ortaya serer. Keşfedilmenin verdiği
hazla replikleri büyük bir keyifle ezberler
İç İçe Geçmiş
Titizlikle İşlenen Hikâyeler
Laura ve Kate
arasındaki kız kardeşlik bağı oldukça güçlüdür. Aralarındaki bağ onları
birbirine sıkı sıkı sarar. Nereye gitseler birbirlerini hatırlarlar. Laura
oyuncu olma serüvenine devam ederken Kate, Korben ile birlikte film çekme
serüvenine devam eder. Kate’in ruhlarla iletişime geçme serüveni doktorların da
ilgilisini çeker. Bu sayede onun üzerine deney yapmaya başlarlar.
Sevginin ne kadar
önemli bir duygu olduğu görülüyor bu filmde. Özellikle aile bağlarının ne kadar
saf duygular üzerinde inşa edildiğine dikkat çekiyor yönetmen. Basit bir ruh
çağırma seansını bile gergin bir atmosfere çevirebiliyor. Filmdeki tarihi
atmosfer fon koşulları oldukça iyi bir çerçevede yansıtılmış. Kostümler,
mekânlar dönemin koşullarına uyum sağlamış
Planetarium iç içe
geçmiş hikâyeleri içinde barındıran izlemesi keyifli bir film olmuş. İçerisinde
kız kardeşlik, mistisizm, sinema ve gizli ilişkilerin gibi konular barındıran
bu güzide film izleyende hoş duygular bırakmayı amaçlıyor. Ancak yönetmen daha
fazlasını veremiyor. Film bittikten sonra ee? sorusuyla baş başa kalıyor
izleyici. Daha fazla şey vaat etme potansiyeli taşıdığından kaynaklanıyor bu
durum. Senaryodaki boşluklar sonlara doğru kendini oldukça belli ediyor..
Yönetmen konuya tam
olarak kendini verememiş gibi görünüyor. Karakter iyi bir şekilde işlenmiş
ancak konu yeteri kadar iyi işlenememiş. Bu durum filmde bir boşluğa dönüşüp
kendini sonlara doğru belli ediyor. Natalie Portman iyi bir şekilde karakterini
yansıtmayı başarmış. Filmin felsefik yönü göze çarpmıyor. Bu boşluğun sebebi
belki de budur.
Yine de eli yüzü düzgün
bir film olmuş Planetarium. Zlotowski, karakterleri titizlikle işlemiş. Yaptığı
işe saygısını belli etmiş. Vermek istediği mesaja değil de karaktere
yoğunlaşmış. Bu nedenle filmi izleyenler konudan çok karakterleri sevebilir.
Natalie Portman’ın şahane oyunculuğu hatrına izlenmeyi hak eden bir film olmuş.
Hamiş: Bu yazım Perasinema'da yayımlanmıştır.
Filmin Fragmanı
0 yorum