Stranger Things 3. Sezon değerlendirmesi: Klişe ve yavan
Pazartesi, Temmuz 15, 2019
İlk sezonuyla büyük ses getiren Netflix yapımı
Stranger Things, ilginç hikayesi ve nostaljik yapısıyla varlığını sürdürmeye
devam ediyor. İzlenme rekorları kıran bu dizi, ilk çıktığından bu yana büyük
bir ilgiyle takip ediliyor. The Duffer Brothers'ın büyük emekleriyle şekillenen
dizinin başrollerinde Winona Ryder, David Harbour, Finn Wolfhard, Millie Bobby
Brown gibi isimler yer alıyor. Genç oyuncuların enerjilerini de unutmamak lazım
elbette. Onların doğal oyunculuğu sayesinde dizinin inandırıcılık seviyesi bir
tık daha artıyor. Burada oyuncu seçiminin ne kadar önemli olduğunu fark
ediyoruz böylece.
Hawkins'te yine kötülük yerinde rahat durmuyor. ABD
ve Rusya arasında yaşanan Soğuk Savaş atmosferinden bizim çocuklar da nasibini
alıyor bu sezonda. İkinci sezonda tam dünya dışı varlıktan kurtulduk derken bu
sefer bir parçasının hala dünyada kaldığını öğreniyoruz ilginç bir şekilde.
Bunu durdurmaya çalışan çocukların başına gelmeyen kalmıyor haliyle. Bu süreç
içerisinde grubun dağınık yapısının sezonun ana hatlarını şekillendirdiğini
görmekteyiz.
Winona Ryder'ın abartılı mimikleri yine varlığını
korumaya devam ediyor bu sezonda da. Açıkçası bu kadının bu kadar abartılı
mimik kullanmasına bir türlü anlam veremiyorum. Oyunculuk anlamında çok
başarılı gerçekten ama bu kadar mimiğe ne gerek var gerçekten? Karakterinin
inandırıcı yapısını zedelediğini fark ettim izlerken. Oğulları ve yalnızlığı
birlikte yaşam mücadelesi veren Joyce Byers (Winona Ryder), endişeli bir anne
profili çizmenin ötesine gidiyor bu sefer. Kimi zaman cesur adımlar atıyor,
kimi zaman utancından ne diyeceğini bilemiyor. Bu sezonda kendisinin ilişki
anlamında daha açık olmasını bekliyordum ama o kendi hayal dünyasında kalmayı
tercih etti. Duygularıyla yüzleşmekten çekinen telaşlı ruh halini korumaya
devam eden bir anneyi izledik bu sezonda. Mimiklerini bu kadar abartılı
kullanmasa aslında başarılı bir iş ortaya koyabilirdi diye düşünüyorum.
David Harbour, bu sezonun Rambo'su gibiydi. Hem bir
baba hem de vatanını seven bir vatandaş olarak epey efor sarf etti bu sezonda.
Klasik kıskanç, evladını koruma içgüdüsüne sahip bir baba olan Jim Hopper
(David Harbour), umursamaz tavırlarını bir kenara bırakıp özel hayatında ciddi
adımlar atmaya karar vermişe benziyor. Risk almayı tercih eden Jim, bu sezonda
hırçınlığıyla harmanlanmış öfkesini etrafına yansıtmaktan bir an olsun geri
durmuyor. İlk sezondaki gibi etkili bir oyunculuğu olmasa da koruyucu ve cesur
özelliklerini bu sezonda iyi yansıttığını düşünüyorum.
Bu sezonda çocuklarının biraz daha büyüdüğünü ve
buna bağlı olarak ikili ilişkilerinin değiştiğini görüyoruz. Çocukların oyunculuğunda herhangi bir farklılık olmadığı için göze çarpan bir özellikleri yok ne yazık ki. Eleven (Millie
Boby Brown) ve Mike (Finn Wolfhard) arasındaki duygusal bağ, bu sezon biraz
daha güçlenerek varlığını sürdürmeye devam ediyor. Eleven'ın biraz daha dış
dünyayı tanımaya hevesli olduğunu, ilk sezona nazaran cesur adımlar attığını
görüyoruz. Dustin bu sezon her ne kadar gruptan ayrı kalsa da Steve (Joe Keery)
ve Robin ile birlikte bambaşka maceranın içerisinde buluyor kendini. Gür saçlı
Steve bu sezonda mizahi yönünü bir adım daha öne çıkarmış. Uma Thurman'ın kızı
Maya Hawke, Robin karakteriyle annesi kadar başarılı bir performans sergiliyor.
Diziye yeni katılmasına rağmen sanki ilk sezondan bu yana dizide yer almış gibi
hissettiriyor kendini.
Dizinin dönemsel havası, kullanılan renk tonlarıyla
büyük bir uyum sergiliyor. The Duffer Brothers'ın gerek dizide kullanılan
müzikler gerekse görsel efektler ile birlikte diziyi çok yüksek bir yere
taşıdığını söylesek yalan olmaz. Efektler ile birlikte güzelleşen atmosfer
ister istemez çekici bir hale bürünüyor. Dönem dizisi sevenler için bu dizi,
şahane bir fırsat olabilir. Dönemin kimyası müzik ve görsel efektlerle iyi
şekilde yansıtılmış.
Konu anlamında bu sezon inanılmaz kısır Stranger
Things. İlk sezondaki gibi sürükleyici bir yapısı yok ne yazık ki. Klişe bir
konuyu görsel efektlerle sunuyor bizlere. İlginç ya da farklı olan bir şey yok
anlayacağınız. İlk sezondaki gibi o iyi - kötü arasındaki çekişmeli yapı, acaba
ne olacak hissi, kötülerle mücadele fikri bu sezonda ne yazık ki yer almıyor.
Çocukların büyümesiyle birlikte o büyülü atmosferden yavaş yavaş sıyrıldığımızı
hissettim izlerken.
Kötü güçlerin yeniden kendini ortaya çıkarması ancak
bunun çok kısıtlı bir alanda kendini belli etmesini nedense basit buldum.
Sezonun senaryosunun daha iyi olmasını beklerken karşımıza gereksiz
ayrıntılarla süslenmiş bir sezon çıkıyor. Dizinin filmlere yaptığı göndermeler
son derece iyi olmasına rağmen bu zayıf konu seçimi onun bu jestini kalıcı hale
getirmiyor ne yazık ki.
Dünya dışı varlığın insanları etkisi altına alıp
gücüne güç katması bana Leviathan'ı hatırlattı. Simgesel gücün dizide kendini
bu şekilde tezahür etmesi olayları ilginç bir boyuta taşımış. Dizideki canavar
tıpkı Leviathan gibi insanlardan beslendikçe büyüyen ve güçlenen kötü bir
varlık. Çocukların bu varlıkla mücadele edişini izlerken dizinin
inandırıcılığını sorgulamadım değil. Hawkins'in kaderi bir avuç çocuğun
cesaretine bağlıymış gibi yansıtılmasını nedense inandırıcı bulmadım. Güvenlik
güçlerinin olaylara en son dahil olması yanlış bir karar olmuş bence. Ortada
8-9 metre bir canavar ve bizimse ergenliğe yeni yeni adım atan bir avuç genç
topluluğumuz var. Bu tablo karşısında biraz destek alsalardı hiç fena olmazdı
bence.
Bu sezonda ana hikayenin ve karakterlerin
birbirinden ayrı şekilde hareket ettiğini görüyoruz. Ayrı hikayeler tıpkı bir
puzzle parçası gibi sezonun ana tablosunu şekillendiriyor. Yaşanan her olayın
birbiriyle bağlantılı olması dizinin sürükleyici yapısını hızlandırsa da eski
tadı bulamıyorsunuz. Çünkü dizinin genel hikayesi kendi içerisinde
inandırıcılığını yitirmiş. Gazetede çalışan Nancy'ni maruz kaldığı baskıcı ve zorba tavırlar dönemin ataerkil yapısını gözler önüne sererken toplumsal cinsiyet konusunda da toplumun ne kadar geri olduğunu işaret etmektedir.
3. sezonu izlemeye başlarken ''Bu sezonda da kötülük
olacak, çocuklar onlarla baş edecek ve kötülük yine kaybedecek'' düşüncesi
insanın zihnine yerleşiyor. Bu düşüncenin yerleşmesi dizi açısından hiç
sağlıklı bir durum değil. Çünkü izleyicilerin merak duygusunun yok olması
diziye olan ilgilerinin yitirmelerine neden olur. Bu nedenle seyircinin merak
duygusunun sürekli canlı tutulması gerekir. Stranger Things, bu sezonda bu konu
hakkında gereken ilgiyi gösterememiş ne yazık ki.
Soğuk savaş döneminin yansıtmaları bir bakıma iyi
olsa da ABD hayranlığını aşılamalarını nedense itici buldum. Amerika'nın
sürekli iyi olduğuna dair mesaj vermeleri, Rusların hep kötü gösterilmesini
yancı ve sağlıksız bir bakış açısı olarak görüyorum. Olaylara daha objektif
yaklaşsalardı sonuç belki de daha farklı olabilirdi. Yine de bu soğuk savaş
atmosferinden çocuklar da nasibini alıyor ve dizi bu sayede dizinin konusu
şekilleniyor.
Bu sezonun en öne çıkan ismi kesinlikle Erica.
Küçücük siyahi bir kız olmasına rağmen birçok oyuncudan daha başarılı oyunculuk
sergiliyor. Gelecek sezonda kendisine daha fazla rol verilse dizinin mizahi
yönü daha da güzelleşebilir. Korku unsurunun bir tık daha arttığını görüyoruz
bu sezon. Özellikle canavarın şekil değiştirdiği sahneleri izlemek bir hayli
zordu benim için.
Sezon finaline baktığımızda klasik Amerikan
filmlerini aratmayan bir finalle karşılaştık. Kayıplar, fedakarlıklar,
ayrılıklar, kabullenişler birbirini kovaladı hep. Sezon finali bittikten sonra
insanın ''Eee? Bunun için mi izledim ben şimdi?'' sorusu takılıyor insanın
aklına ister istemez. İlk sezonun finalindeki ''Ben ne izledim şimdi?'' sorusu
yerini ''Bu muydu yani?'' sorusuna bırakıyor. Dizinin ne kadar klişeleştiğini
ve yavan bir hal aldığı en iyi böyle açıklanabilir sanırım. Görsel unsurlar,
kullanılan müzikler, kasabada yansıtılan dönemin atmosfer yapısı son derece
başarılı ancak bunu sezonun genel yapısı için söylemek çok zor. Beklentilerimi
fazla karşılamayan Stranger Things'in 3. sezonu fazla beklentiye kapılmadan
sadece eğlenmek için izlenirse fazla göze batmayabilir.
Şimdiden keyifli seyirler
Stranger Things - 3. Sezon Fragmanı
Stranger Things - 3. Sezon Fragmanı
0 yorum